Thursday, June 23, 2011

Büyümüş de küçülmüş: Neoteni - Cinsel seçilim nelere kadir?

Bir canlının çocukluktan yetişkinliğe geçerken hızlı davranıp kimi çocukluk özelliklerini yetiksin bedene taşıması. Hmmm, böyle söyleyince bir hastalıktan bahsetmiş gibi oluyoruz değil mi? Yani büyümemiz, yetişkin olmamaz gerekirken çocuk kalmışız gibi bir şey. Mesela büyüyüp adam olmuş ama sesi çocuk sesi gibi ince kalmış hiç kili çıkmamış ya da ne bileyim pipisi büyümemiş...isin asli azıcık daha farklı, çocukluk özelliklerinin tipik olarak turun bütün üyelerinin yetişkinliğe taşımasına neoteni deniyor. simdi burada çocukluk deyip duruyorum kafa karışıklığına yol açmamak için çocukluktan ne kastettiğimizi biraz açalım. İngilizce karşılığı juvenile olan bir terim olarak kullanıyoruz çocuklukla ilgili, çocukluğa ait derken. aslında gelişimini tamamlamamış organizmanın özelliklerine çocukluk özellikleri demekteyim kolaylık açısından.
AXOLOTL
Şimdi ne demek bu çocukluk özelliklerinin yetişkinliğe aktarılması? Canlının her tarafı yetişirken bir özelliğin geride kalması mi? Değil efendim öyle olmuyor bu isler. Aslında neoteny daha çok gelişimin geride kalmasından ziyade cinsel olgunluğun erken kazanılması yoluyla ortaya çıkıyor. Yani mesela tırtıl çiftleşmek için kelebek olmayı beklemiyor da daha tırtılken cinsel olgunluğa ulaşıp piyasaya çıkıyor.

Eeee, bu sapıklığın ne alemi var simdi? Adam gibi beklesene ergenleşmeyi arsız tırtıl! Daha parmak kadar boyunla karıya kıza asiliyorsun...Maalesef evrim makinesi oyunu kurallarına göre oynamıyor. Ya da daha doğru deyişle oyunun kurallarını kendisi koyuyor. Gelişim sırasında daha erken olgunlaşıp çiftleşebilmeyi ve basarili evlatlar yetiştirmeyi beceren bireyler bu atikliği evlatlarına da aktarmış oluyorlar ve mesela önceden bir kelebek türü varken elimizde bir kelebek turu bir de kelebek olmadan tırtılken çiftleşen sapık tırtıl türü oluyor.
Bu da yandan nasıl göründüğü. 
Yani ille de ayni türdeki bütün kelebekler sapıklaşmıyorlar. Buna türleşme diyoruz, kendisini çok seviyoruz çünkü varlığımızı ona borçluyuz. türleşme diye bir şey olmasaydı dünyada hep sadece evrilerek değişen tek bir tur canlı olurdu, o da kısa surede organik olmayan şeylerle beslenmenin yolunu bulmak zorunda kalırdı ya da dünyadaki tek canlı turu fotosentez yapan bir mavi-yesil alg olurdu.

Neyse konudan uzaklaştıkça uzaklaşıyoruz. Sapık tırtıla geri donelim. Şimdi bu bahsettiğimiz hayvandan gerçek dünyada bol miktarda var mi? Ben güzel dursun diye tırtıl kelebek örneği verdim ama spesifik bir tur adi veremem. Lakin omurgalılardan verilebilecek süper bir örnek var ki hikayesi çok ilginç. bu hayvanin adı a
xolotl, bir tur semender. peki axolotl hayvanini bu kadar ilginç yapan şey ne?

Yetişkin semender
Bildiğimiz gibi semenderler de kurbağalar gibi amfibi hayvanlar. Yani yasam döngülerinin bir kısmını suda bir kısmını karada geçiriyorlar. hemen hatırlatalım amfibi olmak demek amfibi askeri araçlar gibi hem suda hem karada fonksiyonel olmak demek değil. Amfibi hayvanlar çocukluk dönemlerini suda larva olarak geçiriyorlar. İribaş olarak yani. Solungaçlar (balık solungaçları değil ama prensipte ayni isi yapıyor) vasıtasıyla sudaki oksijeni soluyorlar. Sonra belli bir yasa gelince hızla başkalaşım geçirip akciğerli karada yaşayan hayvanlara dönüşüyorlar. Genellikle suyla araları hep iyi kalıyor ama bir kere iribaşlıktan çıktı mi bir daha su yüzü görmeyen bazı semender ve çöl kurbağası türleri de var. Neyse gene uzaklaşmaya basladık konudan. Bu axolotl hayvani genetik olarak amfibi bir semender. Ancak suda yasiyor, sudaki oksijeni solungaçlar yardımıyla soluyor ama asla bacaklı macakli takim taklavatı tamam bir semender haline gelmiyor. Oysa gen haritasında tam bir semender olmasını sağlayacak genler mevcut ve kimyasal müdahale ile axolotl hayvaninin semendere donusme süreci baslatilabiliyor. Elbette milyonlarca yildir hic fenotip uzerinde etkisi olmadigi icin seçilim baskısı geçirmeyen bu genler rastgele mutasyonlarla bozuldukları icin hayvancağız ölüyor. Eğer ölmese axolotl in diğer semender türlerinden ayrıldığı zamanki ortak atalarının neye benzediğini öğrenebilirdik. Axolotl genetik olarak bir semender ve bir semender olarak sınıflandırılıyor ve bedensel olarak fazla gelişip balığa benzemiş bir iribaş gibi görünüyor. Moleküler biyolojinin altın çağı baslamadan önce evrimsel gelişimi geri kalmış bir balık ya da amfibi hayvanların atası zannediliyordu.

Neoteni buraya kadar zoologlar ve evrim mevzusuna ilgiyle sarılmış benimki gibi sapık zihinler icin ilginç ama öyle fazlaca da mühim olmayan bir konu gibi gözükmüş olmalı. (ne kadar düşüncesizim, bunu okuyanın neoteniden daha önce haberdar olmadığını varsaydım..özür dilemeyi borç bilirim, özür dilerim) iş daha çok 
neoteni'nin insanin evrimi açısından taşıyor olabileceği anlam hakkında düşünmeye başlayınca güzelleşip ekşi sözlüğe yakışacak bir polemik konusu haline geliyor ki onu da bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz. Daha da sonra insanin şempanzeyle olan ortak atasından yaklaşık 6 milyon yıl önce ayrılmasının ardından nasıl olup da bu kadar süratli farklılaşabildiğini neoteni yoluyla açıklayan teorilere verilmiş tepkilere bakacağız. kısacası bu önsözün arkasından bir iki yazı daha gelecek.

No comments:

Post a Comment